7 Mayıs 2021 Cuma

İstanbul İnsanı ve İstanbul

+Bakıyorum yine buralardasın.
-Gelmemem senin için daha mı iyi oluyor?
+Yok, yok benim için hiç fark etmez. 
-Napıyorsun?
+Son birkaç haftadır geziyorum, Istanbul'un her yerini.Her semtinde kendimden bir parça bıraktım ve o her semt benden bir parça aldı. Bıraktıklarım karşılığında. Ben gittiğim her yerde bırakılan başka şeyler gördüm ayrıca. İnsanlardan birer parça değil bu gördüklerim. Gördüklerimin hepsi birer savunma mekanizması oluşturmuştu bile, doğaya karşı. 
-Neler gördün?
+Çöp gördüm, istisnasız her yerde. İstanbul'un en elit diye nitelendirilen yerlerinde bile gördüm. Özellikle salt bir yerde gördüğüm çöp İstanbul'un saygıdeğer gibi gözüken bir yargıçtan başka bir şey olmadığı anlamını çağrıştırıyordu bende. İnsanlar tarafından saygı duyulan fakat bunun karşılığını insanlara tezatlıkla veren bir İstanbul bu. Saygıya karşı saygısızlık.. Evet tıpkı bunun gibi. Doğal olarak saygıdeğer gibi gözüken İstanbul'un sayısız saygıdeğer gibi gözüken insanı vardı. Tezatlıkla bürünmüştü vücutları. Doğaya karşı, dünyaya karşı, gelecek nesillere karşı büyük bir tezatlık. Foseptik çukur gibi olan ruhları ve bunun tam tersiymiş gibi gösterdikleri masumane tavırlarıyla kendilerini diğer insanlara karşı çok iyi göstermişti Istanbul insanı. Tıpkı İstanbul gibi. 
-Çözüm önerin var mı peki, ne yapabiliriz bu duruma karşı?
+İnsanların algısı pis, ruhu pis, betimlemeleri pis, düşünceleri pis ve dahası sayılamayacak çok şeyi pis. Çok zor, ütopik gibi gözükebilir belki ama pis diye betimlediğim bu özellikleri zamanla az pis yapıp ve daha sonra temiz hale giteribilirsek eğer doğa İstanbul insanıyla olan savaşını kazanacak. Eğitim görevlilerinin okullarda doğayı temiz tutalım demekle kalmayıp, çocukların bunu uygulamaya dökmesini sağlayacak gelecek temalı bir video izlettirirsek de doğa İstanbul insanına karşı bir üstünlük kazanacak. Bu tabi uzun bir sürece yayılacak birşey çünkü insanoğlu çevresinden ve yeni tanıdıklarından gördüklerini akıllarına kazımaktadırlar ve aileden gördükleriyle değiştirmektedirler. Bilinçli bir ailenin de karşılaştığı en büyük sorun bu. Bilinçsiz bir çevre. 
-Umarım, bahsettiklerin sadece ütopya ürünü olarak kalmaz. 
+Öldükten sonra, belki yarım asır belki bir asır sonra göreceğiz. 
-O kadar uzun mu sürecek diyorsun?
+Evet, acı ama gerçek olan bu.

9 yorum: